Allah’ın Aslanı Hz. Hamza (r.a), imanın ve cesaretin en asil temsilcilerindendir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yanında dimdik duran bu büyük sahabenin hayatı, gerçek yiğitliğin tanımıdır.
🌅 Bir Yiğidin Doğuşu
Kureyş’in en güçlü savaşçılarından biri olan Hazreti Hamza bin Abdülmuttalib, sadece kılıcıyla değil adaletiyle de tanınırdı.
Peygamberimiz’in süt kardeşi olan Hamza, çocukluğundan itibaren mertlik, vakar ve sadakatle anıldı.
💥 Bir Anlık Öfke, Sonsuz Bir İman
Ebu Cehil’in Peygamber Efendimiz’e hakaret ettiğini duyduğunda Hamza, avdan dönüyordu. Elinde yayı, omzunda oku vardı.
Kâbe’ye girdi, Ebu Cehil’in karşısına dikildi ve kararlı bir sesle:
“Ben de Muhammed’in dinindeyim, gücün yetiyorsa bana da saldır!” dedi.
İşte o an, tarihin yönü değişti. O andan sonra Müslümanların arkasında artık bir aslan vardı: Allah’ın Aslanı Hamza.
🛡️ Bedir’de Zafer, Uhud’da Şehadet
Bedir’de düşmanın ön saflarını yarıp geçti. “Allahu Ekber!” nidaları gökyüzüne yükselirken, Hamza adeta fırtına gibi esiyordu.
Uhud’da ise kader onu şehadetle buluşturdu.
Vahşi’nin mızrağı göğsüne saplandığında bile “Lâ ilâhe illallah…” diyordu.
🌺 Peygamberimizin Gözyaşları
Savaş bitince Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hamza’nın bedenini görünce gözyaşlarını tutamadı:
“Amcam Hamza gibisi bir daha gelmez.” buyurdu.
O günden sonra ümmetin kalbinde bir iz kaldı.
Hz. Hamza, imanın ve fedakârlığın sembolü, “Seyyidüş-Şüheda” olarak anıldı.
